Şiir, Sadece: Sutüven
Sutüven etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sutüven etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Temmuz 2016 Salı

Sutüven

Bir kayadan duman duman
On iki metre atlıyan,
Dağ kokusuyla yüklü su.

Boşluğa fırlayınca saç,
Düştüğü yerde üç kulaç
Mavi su, ak köpüklü su.

Şi'rin elindesin bugün,
Eski masalların bütün,
Canlanacak birer birer.

Ahkalılar da bir zaman,
Şair, ilâhe, kahraman,
Şi'rini burda içtiler.

Hepsi tapardı rengine,
Raslamamıştı dengine,
Hiçbiri mor Teselya'da.

Öyle füsunludur bu yer,
Şi'rine borçludur Homer.
Çünkü senindir İlyada.

Eski uzun zamanların,
Tığ gibi kahramanların,
Türküsüdür yanık sesin.

Dağda hayatı uyandıran,
Taşları duygulandıran,
Yerdeki son ilâhesin.

Afrodit, Afrodit'ken ah,
Dağdan inerdi her sabah
Elde gümüş hamam tası.

Burda çıkardı örtüden
Kimseye gösterilmeyen
Göğsü, vücudu, kalçası.

Burda Yunan, Moğol, Mısır,
Med, Roma, Türk, asır asır,
Taptı döküldüğün yere.

Tanrıların konakları,
Orduların otakları,
Burda ererdi göklere.

Söylediğim masal değil,
Atları kahraman Aşil
Burda sulardı bir zaman.

Burda gezerdi Keykubat,
Burda keserdi Mihridat,
Burda içerdi Antuan.

Göğse nasıl batarsa diş,
Öyle derinden işlemiş
Taşlara Hektor'un izi.

Söyle, fakat bugün neden,
Böyle güzelliğinle sen,
Kulluğa almadın bizi.

Halbuki bir Yunan kadar,
Hüsnüne her tapan kadar,
Tapmayı biz de anlarız.

Bizleri başka görme sen,
Hüsnü Huda kadar seven,
Gönlü temiz adamlarız.

Hepsini at da bir yana,
Bari o günlerin bana
Şi'rini söyle tatlı su.

Şi'rini geldiğin yerin
Şi'rini eski günlerin
Söyle köpük kanatlı su...


Mustafa Seyit Sutüven