Şiir, Sadece: Turgay Fişekçi
Turgay Fişekçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Turgay Fişekçi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Temmuz 2018 Salı

İlk Günün Ardından

Mutluyum
Oturduğun semti
Ev arkadaşını
Öğrenmekten
Yaşını
İşlerini
Okulunu
Zamanı nasıl geçirdiğini

Hepsi düşündüğüm gibi çıktı
Uzaktan güzel bir çiçektin
Yanına geldim
Çiçekten bir insan gördüm

Yüzündeki beyazlık.
Bahar sabahlarının ıslak çiği
Doğduğun şehrin dağlarındaydı o saflık
Çamların dibinde açmış fulyaların yüzünde
Bir de sende gördüm
Gözlerinin derin göller gibi durduğu
Temiz
Beyaz
O insan yüzünde

Mutluyum
Bir saat karşında durup
Yüzüne bakabildiğime
Hayatta tek isteğim buydu
Mutluyum seni sevdiğime.


Turgay Fişekçi
Karda Işıltılar

9 Temmuz 2018 Pazartesi

Nişanlı Kızın Ağıdı

Göğsün papatya tarlası
Ah, sarardın beni
Sevgilim, sevgilim
Kolların nerde şimdi

Kirpiklerinin ucuna
Asmıştım yüreğimi
Mavisinde yittiğim
Gözlerin nerde şimdi

Bilgeceydi dostluğun
Sevgiydi sunduğun
Yıldız gözlüm, gündüzüm
Işığın nerde şimdi


Turgay Fişekçi
Karda Işıltılar

8 Temmuz 2018 Pazar

Değişim İnsanı

Şaşıyorum şu sıska kollarımın uzunluğuna
Birisi dünyanın yarısını sarmış sımsıkı,
Diğeri uzanmış karanlıkların üstüne
Ne kadar çok kolum
Ne kadar çok kollarımız var.
Hepsi de hazır
Büyük hasretlerine sarılmaya

Kocaman, ak elli kızlar görüyorum.
Kırmızı karanfiller saklı avuçlarında
Gözlerim, yüreğimden kopan bir gülü uzatıyor sessizce
Uzanan gülümü görmeden geçip gidiyor ak elli kızlar.

Hoşuma gidiyor insanlarda çağın sancılarını görmek
Tarihin en soylu acılarını çekiyor insanlar
Yeni insanlara gebe herbiri.
Bütün insanların sımsıkı kucakladıkları bir dünyayı düşünüyorum.
Kocaman bir halay çevriliyor,
Tek bir insan dışında kalmamacasına.

İşçilerden dinliyorum dünyayı
Bilmem neredeki yontuların güzelliğinden sözediyor
Sanatın insana olan yakınlığından
Sonra, genç olmaktan
- Oysa ellisinde var -
Sonra gelecek
Ne kadar ferah bir söz ağzında

Bir beyaz güvercin kanatlanıyor yüreğimden...
Uzaklarda, bembeyaz kayın ormanlarında, insanlar öpüşüyor, Şopini dinlerken.
Ak bir el süzülüyor yanaklarından aşağı
Tutup, eli öpüyorum.
Kocaman bir halay çevriliyor.
Tek bir insan dışında kalmamacasına.


Turgay Fişekçi
Karda Işıltılar

21 Haziran 2014 Cumartesi

Asmaların Dansı

1.

Bir Akdeniz Haziran’ında
Öğleye doğru.
Yalnızca kavaklar altında öten cırcırların sesi
-Sıcaktan kaçın diyen sirenler-
Taş sofada
Güneşin yaktığı otların ve toprağın soluk kesen buğusu
Sırtları serin duvarlarda
Köşede yirmi taş oynayanlar:
Kız ergen gibi , oğlan daha kısa pantolonlu.
Kızın taşları süpüren eli
Oğlanın paçasından yavaşça süzülüyor içeri.
Birazdan yüklük odasında
Her günkü oyunlar.


2.

Yağmurlu günlerde seviş benimle
Kuşlar çinko damı gagalarken
Tenimin kokusunu değiştiren yağmurlarda
Sıcak öğlesonlarında seviş benimle
Buhurlar tüterken tenimden
Yanan toprağın buğusu soluğumken
Bahar günleri dereboylarında seviş benimle
Kestane saçlarında kelebekler asılıyken
Yaz geceleri kurumuş dere yataklarında
Sıcak kumlar yatağımız , söğütler çatımız , duvarımızken
Ne olursa olsun sabahları seviş benimle
Dinlenmişliğin gücü kaslarında
İçinde ne varsa dökmenin hazzıyla saran
Sonra ilk kez görür gibi algılaman için
Her sabah öylece bırakayım seni dünyaya


3.

Kol kıvrımımdan öp beni
Tüylerimin arasında yollar açan dudaklarınla
Mavi damarlarımdan
Bileklerimden öp beni
Nabzımın tıpırtısı tavşan dudağını titretsin
Öpüşten bilezikler kollarımda
Parmaklarımın ucundan öp beni
Soyulmuş yumurta beyazlığındaki etimden
Öpüşlerin yanıp geçen bir ışık değil
Uzun yazların güneşi gibi kalsın tenimde


4.

Asma bahçelerde gezerken omzuna değen elim
kristal taneler gibi döküverir seni toprağa
Basma entarinin çıplak altı ter ter istek
Altımda canlı , bulunmaz bir yumuşaklık sırtımı göğe dayayıp beni ezen
Memelerini emerken , bacaklarını kıstığında solumaların volkanik lavlar
Sen bitersin başlar asmalar açıp kollarını dans etmeye
Neyimi beğenir bilmem bırakmaz beni
Yeşil, filiz dudakları
Geniş yapraktan elleri dönerken çevremde sürünür boynuma göğsüme
Sallar memelerini salkım salkım
Hangisi tatlı , bir de bundan em bakalım!


Turgay Fişekçi