Şiir, Sadece: Yirmi Yıl Sonra
Yirmi Yıl Sonra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yirmi Yıl Sonra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Mayıs 2015 Çarşamba

Yirmi Yıl Sonra

Zaman tekdüze arabasını buldu yeniden
Yeniden koştu ağır ve kızıl renkli öküzlerini kıştır gelen
Gök altın yapraklar arasında çukurlar açıyor
Elektroskopik Ekim ayı titredi ama kendinden geçiyor

Charles'lı günler işte Korkak krallarız biz
İneklerimizin gevşek adımlarına uymuştur düşlerimiz
Haberimiz yok gibidir tarlaların dibindeki ölümden
Habersizdir batan güneş tan'ın yapıp ettiklerinden

Terkedilmiş evlerin içinde dolaşırız
Şikayetsiz fikirsiz zincirsiz ak çarşafsız
Aydınlık gün hortlakları öğle hayaletleri
Aşktan dem vuran bir yaşamın görüntüleri

Tekrar kavuşuruz biz de alışkanlıklarımıza
Unutuşun vestiyerinde yirmi yıl sonra
Bin Latude hücrelerinde hep o eski havalarda
Ve sanırsın hiçbir şey etki etmez onlara

Mekanik cümlelerin çağı yeniden başlar
Ve insan gururunu günün birinde boşlar
Romans'dır dudaklarda kalan aptalca ezgi
O radyo sayesinde çok fazla dinlediği

Yirmi yıl Sadece bir çocukluk süresi
Ve bu ağabeyliğimizin sert cezası değil mi
Küçükleri tekrar görmek yirmi yılın ardından
O günkü masumları bizimle gitmiş olan

Yirmi yıl sonra Bu alay dolu bir başlık yaşamımızın
Tümünü kapsayan ve Baba Alexander Dumas'nın
Üç alaycı sözcüğünde yolunu şaşırır düş
Senin sevdiğinin gölgesine bürünmüş

Bir tek o vardır en güzel ve en tatlı
Bir tek odur suda duran bir kızıl Ekim tıpkı
Bir tek o hem korku ve hem umut aşkım
Ve yazmasını bekleyerek günleri saymaktayım

Sen o olgun yarısını aldın ancak yaşamdan
Ey kadınım bu bize cimrice verilmiş olan
Fakat mutlu geçen olgunluk dolu yıllar
İkisi diyorlardı bizden söz açanlar

Hiçbir kaybın olmadı bu kötü delikanlıdan
Uzaklarda bir işaret gibi yoklara karışan
Daha doğrusu okyanus kıyısına çizilmiş bir harf gibi
Onu tanımadın sen bu gölgeyi bu hiç'i

İnsan değişir elbet gökteki bulutlar gibi
Yüzümde gezdirirdin tatlı tatlı elini
Ve alnım büründüğü o kaygılı hâl üzre
Duraklayıp saçların aklaştığı bir yerde

Ey aşkım ey sevgilim var olan bir tek sensin
Bu hüzünlü saatinde batan güneşin
Orda yitirmekteyim şiirimin ipini
Yaşamımın ipini ve sevinci ve sesi
Çünkü sana tekrarlamak istiyordum Seni sevdiğimi
Ama bu söz acı veriyor bana sensiz söylendi mi


Louis Aragon
Mutlu Aşk Yoktur