Şiir, Sadece: Zamanın Yüreği
Zamanın Yüreği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zamanın Yüreği etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ocak 2018 Cuma

Ve Gecenin İçinden Aydınlık

Günün erken saatinde sabaha bakıyorum
Şafak söktü sökecek
Bitki toprağa vuruyor çiçek dala
Derisi düşüyor bir eski dünyanın
Acılar sessizlikler üstüne
Yeniden harlıyor ateş suyun altından
Yüreğe gelen kan gibi parıl parıl
Düşüncenin ve ölünün vakti yok artık
Taşın ve kararın vakti yok

Ağlamalarla dolu evler yalnızlıklarla
Yasın ve güvercinin indiği
Çekişilen azarlanan çocuklar
Kentler yüzen adalar gibi suyun içinde
Boşlukta duran sesler soğumuş yürekler
İnsanın vakti yok artık
Bitkinin ve öfkenin vakti yok

Balıkesir'in oralarda bir yerlerde
Tarlalara iniyor tütüncüler
İnce bir rüzgar uykulu yollarda
İşçi evlerinin ışıkları yansıyor bana
Etsiz ekmeksiz odalara sığınan acı
Küçülen yüz daralan yürek

Sabaha bakıyorum
Daha uyanmamış iyilikler
Uzayan sokaklar dükkanlar tuz
Kan ve ter uyanmamış
Ah bilemedik bilemedik biz sevinmeyi
Gülmeyi açık gündüzü
Gizemli geceyi
Tüy gibi isteği içimizde
Yağmur ve unutkanlık içinde

Şafak söktü sökecek
Bir kıymık kopuyor ufuktan
Bizim olan bir dünyada
Duyan ve susan
Umudun ve sabrın vakti yok artık
Suyun ve ekmeğin vakti yok
Acının içinden geliyor sevinç
Ve gecenin içinden aydınlık


Sabri Altınel
Zamanın Yüreği

Sabahın İçinde

Sabahın içinde bir kuş sesi
Doğuşun habercisi dönüp duran tek başına
Uçsuz bucaksız evren yaşamı saran ince deri
Bir gümüş dumanı örttü çiçeği
Ve kendi içinde kendi eytişiminde
Doğanın kendi saatleri

Ey eski ve dayanıksız yaşam
Sürüp geldin acının kanadında
Açılan boynuyla ötelere dökülen güneş
Sabahın içinde toprağın sesi insanın eylemi
Kışlaklarında ezikliğin yalnızlığın
Ne ağla ne yerin artık ölüm örttü günü

Yitik çocuklar aşınmış kelimeler
Kadınlar geçer yorgun bir rüzgar gibi
İnsanın camdan soluğu sokaklarda
Grevlerde metalürji işçileri
Utku aydınlığı gözlerinde
Çürümeler kırık yürekler yüzler
Harman yerlerinde maden ocaklarında işyerlerinde
Nehirler gibi akan keder

Güzlerin uzaklığına girmişsen eğer
Varırsan ovada ak kavaklara
Çığlıklar uğultular unutulmuş sular
Ölüme yer verme amansız belleğinde
Direniyorsun acının güne dönüşümünde
Yanında yaşamı kutsayan ellerin
Kan lekeleri yüzlerde ve gizli telgraflar
Ağlamaların sokakları ve yas göğü
Kapıları kapalı borsalar
Taşlar sahte yazgılar
Direniyorsun zamanın ortasında
Kendi kendisi olabilmesi için insanın

Kardeşler kardeşler
Gecenin içinde sabahlara kadar açık bir çan gibi
Ağaran ufku gördük parıldayan alnı
Çalışan eli uğraşlar alın terleri
Gülümseyişin mevsimlerini gördük, diri yürekte
Ayrılıkların sisini gördük
Kanın çığlığını umudun güneşini
İnsana saygıyı özgürlüğün anlatılmazlığında


Sabri Altınel
Zamanın Yüreği

18 Ocak 2018 Perşembe

Taştan Sesten Bir Denize

Bakamam gözlerinin içine bakamam
Anıların bırakıyor seni
Sokaklar sessiz evler çarşılar arasında
Günlerin yanık kağıtları arasında
Yaşamı daha kutsal kılmak görevi bizim
Güzü daha güz kılmak yazı daha yaz
Kanı ürperten yağmurlar
Sonra düşündüren sonra alıp götüren birdenbire
Taştan sesten bir denize

Sağır duvarları ardında gecenin
Ekmekler şirketler ardında
Solmuş acıma ve sevgi
Sisli insan yüzleri

Kırlangıç okları iner gök boşluğundan
Bilinmeyen rüzgarlar sonsuz zamanlar
Akar suların soğukluğu
Kokusu bitkinin madenin
Boş ellerin acı bakışların uğultusu

Kim getirdi bu ıssızı bize
Kim verdi soğuk külünü günün
Kapkara bir nehir gibi akan acıyı
Yavaşlığını türkünün
Yüreğin demirini kim

Duyuyorum kimsesiz kıyılarda
Uzayan sesini yüreğin
Yeni yaşamı duyuyorum başlayan isteği
Gece geçildi artık
Varıldı umudun şafağına
Ilık bir güz sabahında
Ölen ve yeniden doğan dünyada


Sabri Altınel
Zamanın Yüreği