Şiir, Sadece: Bülbüle

20 Ocak 2016 Çarşamba

Bülbüle

Hangi gizli İngiliz gecesinden
ya da sadık, ölçü tanımaz Ren’den,
uzun gecemin geceleri içinde yitip
cahil kulağıma ulaşmış olabilir
efsaneler yüklü sesin
ey Vergilius’un ve Perslerin bülbülü?
Belki de hiç duymadım seni, oysa
hayatım hayatına bağlı, ayrılmazcasına.
Senin simgen gezgin bir ruhtu
Bir bilmeceler kitabında. El Marino
Ormanların sireni adını taktı sana;
Jüliet’ gecesi boyunca şakıyorsun sen,
Anlaşılmaz Latince sayfalar arasından
ve çam ormanları içinden Heine,
Almanya’nın ve Yudea’nın o öteki bülbülü,
alaycı, ateş kuşu, hüzün kuşu diyor sana.
Keats herkes adına dinledi seni, her zaman.
Yeryüzünde insanların sana verdikleri
Adlar arasında biri yok ki
Erişmek istemesin senin şakıyışına,
Ey karanlığın bülbülü. Müslüman
Seni düşledi zevkten çılgın, göğsü kanının
Kızarttığı gülün dikeniyle yaralı. Özenle
Yazıyorum bu şiiri akşam karanlığında,
Ey çöllerin, denizlerin bülbülü,
Bellekte, coşku ve masallarda
Aşkla yanasın, büyüleyen sesinle ölesin diye.


Jorge Luis Borges
Sonsuz Gül

Hiç yorum yok: