Şiir, Sadece: Uyanıklık

9 Aralık 2016 Cuma

Uyanıklık

Şu sallanıp duran Saint-Jacques kulesi Paris'in
Ayçiçeğine benziyor
Seine nehri gelip çarpıyor bazen ve yavaşça kayıp geçiyor
gölgesi o motorların arasından
Tam bu sırada parmaklarımın ucuna basıp uykumda
Uykumda o uzanıp yattığım odaya giriyorum
Ateşe veriyorum odayı
Hiçbir iz kalmasın diye benden bu zorla alınan eremimden
hiçbir şey
O zaman bana kardeş kardeş bakan aynı boydaki hayvanlarla
yer değiştiriyor eşyalar bakıyorum
Bakıyorum aslanların yelelerinde ömürlerini tüketen
sandalyalar bakıyorum
O beyaz karınlı köpek balıklar çarşafların titreyen o son
küllerine karışıyor onlarla bir oluyor
Aşkın gelip çattığı saatte o mavi gözkapaklarının saatinde
Yanma sırasının bana geldiğini görüyorum, görüyorum o hiç
olmuş görkemli deliğini nice şeyin
Vücudum olmuş şeyi
O deliği kara leyleğin sabırlı gagalarıyla araştırdığı
ateşler arasından
Her şey bitince gizlice Nuh'un gemisine giriyorum
Aldırmıyorum artık çok uzaklardan insanlar geçiyormuş ayak
seslerini duyuyormuşum aldırmıyorum artık
Göbeği yağmurlarla kesilmiş ak dikenlerin arasından
Görüyorum kılçıklarını güneşin
O suç ortakları olan yoklukla varolmanın tırnağı altında
Büyük bir yaprak gibi duyuyorum yırtılışını o insancıl çamaşırın
Bütün o işçilikler solup gidiyor bir kokulu dantel kalıyor
onlardan sade
Bir kokulu dantel kabuktan canım bir göğüs biçiminde
Bunca şeyin bir yüreğine dokunabiliyorum artık
İpi tutuyorum bir


Andre Breton
Çeviren: İlhan Berk

Hiç yorum yok: