Şiir, Sadece: Gemideki İnsan
Gemideki İnsan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gemideki İnsan etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Nisan 2014 Cumartesi

Gemideki İnsan

Geminin dümen suyunun uzağında
çağıldayan tuzla örülmüş
düşlere sızan ölü yağlanmaların arasında,
uyuyor gemici çıplak bir yorgunlukta,
nöbetteki biri taşıyor metal zinciri,
geminin dünyası
yankılanıyor, rüzgâr gıcırdıyor tahtalarda,
aptalca vuruyor sakatatın demiri,
yüzüne bakıyor aynada ateşçi:
bir parça kırık camda tanıyor yeniden
bu kemikli, isle kararmış maskenin arkasında
bir çift gözü: Graciela Gutiérrez’in sevdiği
gözlerdi bunlar, ölmeden önce, sevdiği
bu gözler olmaksızın, görebilmişti ölüm döşeğinde
ve sürmüştü kendisiyle beraber en son yolculuğa,
kömürün ve petrolün arasında o günün işinde.
Onları yolculuklar ve bu armağanlar arasında
birleştiren öpüşlere rağmen şimdi yok kimse,
kimse yok evde. Denizin gecesinde seğirtiyorum
sevdaya bütün uyuyanların döşeğinde, yaşıyorum
en dibinde geminin havaya ipliklerini fırlatan
gecesel bir yosun gibi.

Başkaları yayılarak yatıyor deniz yolculuğu gecesinde,
boşlukta, düşlerin altında deniz olmaksızın,
hayat gibi, parçalanmış tepeler, gecenin
cam kırıkları, düşlerin parçalanmış ağını
uzaklaştıran kayalıklar.
Gecenin toprağı istila ediyor denizi kendi dalgalarıyla ve örtüyor
o zavallı uyuyan yolcunun yüreğini
tek bir hecesiyle toz, tek bir
kaşık dolusu ölümü talep ediyor geriye.

Her okyanussu taş okyanustur, denizanasının
en küçük morötesi kuşağı, gökyüzü
bütün yıldızla lekelenmiş boşluğuyla, aydır
sahibi ölü denizlerin kendi benzerlerinde:
fakat kapatıyor gözlerini insan, kemiriyor biraz
kendi izlerini, tehdit ediyor kendi küçük yüreğini,
hüngürdüyor ve tırmalıyor geceyi tırnaklarıyla,
arayan toprak, solucana dönüşen.

Topraktır suların örtemediği şey, yok edemediği.

Balçığın gururudur ölecek olan testide,
şakıyan damlalarını yayan ve toprağa kararsız
eklenişini sabitleyen bir kırılışta.

Arama denizde bu ölümü, bakma o
kıta toprağına, saklama bir avuç tozu
el sürmeden sunmak için toprağa.

Bu sırrı söyle şakıyan sayısız dudaklara,
devinim ve dünyadan oluşan koroya,
yitip giden suyun sonsuz anneliğinde.


Pablo Neruda
Evrensel Şarkı'dan