Şiir, Sadece: Mehmed Kemal
Mehmed Kemal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mehmed Kemal etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Şubat 2017 Pazartesi

Öğle Rakıları

Buyurun içelim birer kadeh
Güzeldir öğle rakıları efendim
Unutulmaz
Bir kadından söz eder gibi
Utangaç, gizli yasak
Burası Arnavutköy efendim,
Eskiden ne güzel yerler vardı
Bir şilep geçiyor, bir tanker,
Bu Tarsus gemisi bizim
Karadenizden, seferden dönüyor
Sağlığa içelim, iyiliğe
Mutluluğa diyemem, dilim varmaz
Bugünlerde pek mutlu olanımız yok

Bakın denizin mavisi bitti
Çerçöp döküyorlar, ne derler
Çevreyi kirletiyorlar
Görgüsüz oldular çok
İttihatçılardan bu yana
Bet bereket kalmadı
Enver Paşa’nın mı dediniz,
Hayır, Naciye Sultan’ın
Kuruçeşme’deydi bilmezsiniz,
Kömür mezarlığı bütün kıyılar
Tekel mekel, Galatasaray adası
Onlar da öyle efendim,
Hoyrat, ne oldum delisi
Boğaz da kalmadı artık
Beşiktaş’tan başlardı
Bebek de bitti
Ya şu yeni yetmeler efendim
Boğazlı oldular
Yahya Kemal Beyle evet
Dalgın sular, körfez, martılar
Kalmadı efendim kalmadı
Saat başına efendim
Birkaç yunus geçerdi
Ne mi oldu, öldüler
Bilir misiniz efendim öğle rakıları
Yani resimlere benzer gündüz gözüyle
Gündüz gözüyle bakılan
Yeni resimlere inanmazsınız
Bir Asmalımescit meyhanesinde, Pera’da
Biraz küf, mazi, mahrem kokan
Biraz Tünel, Sait Faik, Mösyö Rober
Kimler yoktu buralarda
Kimler gelip geçmedi
En iyisini Fikret Adil bilirdi
Kitaplarında kaldı
Siyah-beyaz bir fotoğraf oldu

Beyoğlu geceleri mi
Kalmadı efendim nerde
Hani karanfilli Ümit Deniz
Her masada bir damla gözyaşı
Her yudumu zehir Cahit Irgat
Hacıağalardan bu yana
Dünya savaşından sonra
Her şey bitti
Yok caddeyi kebir
Banka banka banka
Sakal sakal sakal
Neden mi öğle rakıları
Gündüz gözüyle efendim
Bir kadehin özgürlüğü
Nalçalı kundura uygun adım
İçki, kadın, porselen
Ses, söz, şarkı
Her şey bunadı efendim
Ben de bunadım.


Mehmed Kemal

Has Bahçenin Gülü

Elleri deniz vurgunu,
Gözleri yaşam yorgunu,
Sormadın daha sorgunu,
Geçti salını salını.

Körpe dal mı, çiçek miydin!
Ağuyu içecek miydin?
Düş mü oldun, gerçek miydin?
Zorun gelini gelini.

Gülme çağında gülmedin!
Ölme çağında ölmedin!
Deneyler Yardı bilmedin!
Çektin elini elini.

Gülümüzdün has bahçede.
Soluverdin düşüncede.
Aman vermez bir gecede,
Ara yolunu yolunu.


Mehmed Kemal
Söz Gibi, 1971

Kuş ve Çocuk

Bir kuş düşünür bu karanlıkta
Oğlan çocuk ıslık çalar meydanlıkta

Kuş ötmeyi bilmez, oğlan sövmeyi
Bu türkü devam eder söyleyi söyleyi

Kuş der ki: " - Ulan eşşoğlu eşşek ne sen
Ne de ben adam olmayız kelle gitmeden..."


Mehmed Kemal
Dünya Güzel Olmalı

Der Vasf-ı Stayiş-i İstanbul

İstanbul şehri içre serseri gezüp
Sema vü deryayı seyr ü temaşa eyledim
Belki mahzun gönlümüz şad
Gamlı hatırımız abad olur dedim
Baktım şöyle evleri var
Tarz-ı kadim kirgir bina ahşap bina
Tarz-ı cedid beton bina uzanır
Yolları var kaldırımdır parke asfalt dolanır
Sakinleri kafir olmuş islam olmuş ne çıkar
Hepsi insan hepsi cana yakındır
Ben ol şehre hayran oldum tutuldum
Zira İstanbul büyüktür

Beyoğlu derler bir yer vardır gelüp durduk
Yeri güzel halkı güzel nimeti bol
Dilberleri nazlı nazlı civan civan alüfte
Aşık olmak adet olmuştur Rum kızına
Bir kavim ki ondan gelür pir-i mugan muğbece

Sual ettik bu nimetler yenilir içilir mi
Bunda bu sorulmaz dendi
Rakı dosttur oturuldu sofraya
Zira dostlar büyüktür.

Düdük çaldı iskelede bir adem
Gemiciler seren çeküb salya demir ettiler
Bir ağızdan şarkı söyler
Ol reisler çımacılar uşaklar ve tayfalar
Ben duyarım derya duyar
Mavi sular içre kayar bir gemi
Yolcusu ver şarkısı var kömürü ve dumanı
Zira derya büyüktür.

Eyüp Sultan derler ana
Sütunlar üzre kurşun kubbeler durur
Sela verir minarede ters kasketli birisi
Güvercinler dem çeker
Yüz sürülür Eyüp Pirin kabrine
Bir mezarlık sıra sıra serviler
Tabut ardı cemaat
Bu yaşama bu ölüm
Zira insan büyüktür.


Mehmed Kemal
Dünya Güzel Olmalı