Şiir, Sadece: Savaş

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Savaş

Uykuyla kundaklanmış, İspanya, uyanmaktasın
başaklı bir yele gibi,
gördüm senin çiçek açışını, belki alıç dikeniyle
karanlık arasında, sen ey köylü kadın,
makilerle dağlar arasında gezinen
ve açık damarlarla havada dolaşan.
Fakat gördüğüm zaman seni sokak köşelerinde
ırzına geçmişti kaşarlanmış haydutlar. Maskeli dolaşıyorlardı
engerekten yapılmış haçlarıyla
ve ölümün buz soğuğu bataklığına gömmüşlerdi ayaklarını.
Gördüğümde senin derinin dikenlerle soyulduğunu,
bedenin ezilmiş yatıyordu, dünyasız,
kavganın kanlı meydanında boylu boyunca,
delik deşik edilmiş, ölüm mücadelesinde kaskatı.
Ta bugüne kadar akıyor kayalıklarından sular
hapishanelere, ve sen taşıyorsun
dikenden tacını sessizlikle:
göreceğiz en uzun kim dayanacak, senin acıların mı
seni dikkate almadan geçip giden yüzler mi yoksa.
Senin tüfeklerinin şafağıyla yaşadım ben
ve istiyorum ki halk ve barut
yeniden sallasın saygısızlık yapılan bu süslü eseri,
düşler titreyip yeryüzünün
eşitsiz paylaşılmış yemişleri birbirini bulana dek.


Pablo Neruda
"Canto General"den "Yo Soy"
1936

Hiç yorum yok: