Şiir, Sadece: Risâlet'ün Nushiyye II

4 Temmuz 2018 Çarşamba

Risâlet'ün Nushiyye II

(mefâîlûn mefâîlûn feûlûn)


Gel imdî dinle sözü şerh edeyın
Biri bîrin onu sana diyeyim

Cü sâhın hikmeti akdemden îdi
Bu birkaç söze şerh Âdem’den îdi

Bu muhtasar cihan îki cihanca
Dügeli bâkar îsen yüz bin anca

Azim cihandürür gönül cihânı
Senî izler isen bûlâsın ânı

Haber verîserem nefsin elinden
Ümîdin vâr ise gîdesin andan

İkî sutlandurur sâna hâvâle
Diler her bîrisî kim mülki âla

Birî rahmânidir can hazretinden
Birî şeytânidir garez yatından

Gör imdî kim seni kîme taparsın
Kime kapu açar kime yaparsın

On üç bin erdûrûr rahmâni leşker
Zebunsuz kimselerdir key erenler

Dokuz bindir bu nefsin haşerâtı
Müdâm eyerlidir bunlârın âtı

Nişanları bu kim yüzleri kara
Bu nifrîn-ü şikâyet kanda vâra

Sakıngıl kim bulardan olmayâsın
Ki nefs dîvânına yâzılmayâsın

Ke nefsin dîleğin can besler îsen
Yerin nur can sözünü esler îsen

Tekebbür nefsdir sultânı bilmez
Çerîsinde iyi dirlik dirilmez

Key ârı can gerek şeh hazretinde
Irılmâdan dura sultan katında

Kadîmden nefsdir sultâna âsî
Bir urgandır heman ânın behâsı

Bu nefs oğlanları dokkuz kişidir
Nifâk u şirk anların işîdir

Ulû oğlu tama’ iyi iş itmez
Cihan mülkü onun olursa yetmez

Bin er donlu durarlar kapısında
Esîr etmiş cihânı tapısında

Sever dünyâyı çün oldur imânı
Susuzdur dünyaya konmaz revânı

Neyi sever isen îmânın oldur
Nice sevmeyesin sultânın oldur

Sevindir bil senî senden ileden
Ne sever isen ol yânâya yeden

Ki sevdiğinden öte menzilin yok
Asıl ma’nî budur söz kelecî çok

Bu yolda da’vi sığmaz ma’nî gerek
Neyî kim sever îsen ânı gerek

Buçuk gün durmayan aklın katında
Ne lâyık ola şâhın hazretinde

Görem bir şahs gelir benzi sararmış
Tutulmuş dili aklı yâvı varmış

Gelip aklın önünde tâpı kıldı
Hak’a şükreyledi çün ânı buldı

Eğer sen akl isen gel beni gör der
Timâr eyle benim derdîme er der

Ayıtmâdın göreyim bir gün ânı
Ne sordun kimseye ol kimse kanı

Tama’ kervânı île yoldan azdım
Sanâ geldim çün ögüm sende sezdim

Bunâlıp sâna geldim hâlimi bil
Mededin vâr ise gözüm yaşın sil

Tama’ hapsına düştüm çıkamâzım
Katı berktir dıvârı yıkamâzım

Key erenlerdûrür zındânı bekler
Bahâdırlar demir yürekli erler

Bin er donlûdurur tama’ çerîsi
Mûbârizdir bahâdır her birisi

Ele gireni zındâna vururlar
Ayâğınâ da demir buyururlar

Suâl ettim bulâra ne kişîsiz
Ulûnuz kimdürür kimin eşisiz

Dediler kamusu nefs kullarıdır
Kamâsunun tama’ ulûlarıdır

Tama’–dârın yeri tâmuda olur
Kaçan tâmud’ olan âşûde olur

Yolum ald benim aldâdı tuttu
Bugün yârın ile ömrüm tüketti

Akıl ânın sözün çünkim işitti
Tefekkür eyleyip kendiye gitti

Çü gene geldi akl öğütler ânı
Bize gelenlerin kurtuldu cânı

Bize geldin ise endîşe yeme
Ne kılam deyibeni gussa yeme

Kanâat fakr ile pes gele şimdi
Bakadur düşmene gör nide şimdi

Çağırdı muştucu geldi kanâat
Harir donlar geyer biner kurağ’ at

Alemleri yeşil bulundu çıktı
Kimesne eslemez yavlak ınıktı

Çavuşlar yöğşirir sağdâ vu solda
Gırîv u zemzemedir değme yolda

Anı gördü kaçar nefs haşerâtı
Görimdi nîtedir hâlık sıfâtı

Sınıktı cümlesi gerü kayıkmaz
Döker oğlun kızın ardına bakmaz

Bunaldı cümlesi durmâdı kaçar
Kılıç lâzım değil iş oldu nâçar

Kılıçlar kanlıdır erleri gaazî
Uçar kuşlar gibi atları tâzî

Tama’dan kurtarırlar il ü şehri
Sıdılar leşkerin cebrî vü kahrî

İderler hây u hû nifrîn ü efgan
Muhâldir kimse ondan kurtarâ can

Sıyıp çerisin iline akarlar
Kovup oğlun kızın şehri yakarlar

Gazâden geldi şeh tahtın’ oturdu
Sipâhîler kamû tâpûya durdu

Kamu şehr ü kamu il râhat oldu
Nereye vârsan pür ni’met oldu

Görünmez oldu ol kızlığı u âfet
Matırbaz(lar) olurlar cümlesi mat

Harifler cümlesî tââta meşgul
Oluptur cümlesi sultânına kul

Oturur cümlesi han meclisinde
Ferâlar u kadehler ellerinde

Ferâgat oldu bunlar hoş geçerler
Sürer sâkıy şarab dün - gün içerler

Ferah oldu bular kayguları yok
Eginleri bütün karınları tok

Nidem dîmek ırâğ oldu bulardan
Ki ömr ü rızka oldurur payandan

Çü mihman-dâr kendüs’ oldu sultan
Ha döşer durmadan hân üstüne hân

Nice senin gibîler yedi doydu
Bikirdürür dahı hiç eskimedi

Yenir durmaz velî zerre gedilmez
Nereden geldiğini kimse bilmez

Erenlerdir bu dirliğe erenler
Yüzün ma’şûkanın mutlak görenler

Hakıykat bunlar ölmezler kalırlar
Ki her dem yeniden kısmet alırlar

Yunus cümle sözün senin ferîde
Üç söz senindürûr ol sen işîde

Nice sözün varısa sâna söyle
Has u âm gönlünü şey’ lillâh eyle

Ki zirâ cümle iş ulûlarındır
Temennâ eylgil yol bûlarındır


Yunus Emre
Yunus Emre Hayatı ve Bütün Şiirleri
Abdülbaki Gölpınarlı

Hiç yorum yok: