Şiir, Sadece: Köyümün Ateşleri
Köyümün Ateşleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Köyümün Ateşleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Köyümün Ateşleri

Yol uzundur, gecenin içinde
Arabamız gidiyor ve ben fark ediyorum birden
Köyümün ışıklarını
Yolların tozu gözlerime girse de
Yüreğim aydınlıklarla dolu!
Araba gidiyor, ateşler de onunla birlikte
Ağaç dizileri eğiliyor
Ve çeltiklerin rüzgarı sürükleyip getiriyor kokuları bana
Bugün işim başımdan aşkın
Ancak arabadan el sallayabiliyorum
Ama yıllardır içimde taşıdım
Yıldız şavkını andıran bu ateşleri
Bütün denizleri bilirim, bütün gökleri
Nice böyle ateşler gördüm, nice insan sevdim!
Ey benim köyüm! Senin akşam ateşlerin
Nice anı uyandırır içimde, sızlayarak!
Kış gecesinde, lamba
Aydınlatır tezgah başındaki anaların gözlerini
Çocukların yanaklarını al al eder ateş.
Ağır adımlarla yola koyulunca manda
Lamba yakılir
Mis gibi pirinç durur tencerede
Okuma-yazma sınıfının mumları ışığında
Kitabın her sayfası geniş bir dünya gibi
Tekrarlanır durur heceler ...
Kirişe asılı lamba sallanır
Ders daha bitmeden
Horozlar haber verir sabahı
Köyün girişinde gölgesi düşen
Kamış çite imrenirim
Yıllardan beri
Kendinde taşır bu lambaların ateşini!

Araba gider ve bakışlarım orda kalır
Göz kırpan ateşlerin üzerinde, gölgeli ağaçların
Araba gider ve ateşler yoldaşlık eder ona
Bizim çeltiklerin mis gibi kokusuyla birlikte


Hoang Trung Thong
1957
Türkçesi: Eray Canberk