Şiir, Sadece: Lajos Kassak Şiirleri
Lajos Kassak Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Lajos Kassak Şiirleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

18 Şubat 2014 Salı

Geceye Açılmış Pencere

Kara bir karga gibi bu gece
Kara bir karga gibi bu gece
Nerde kaldı dikişçi küçük kız
Nerde sabahların horozu

Öt horozcuk öt artık
Bitsin sessizliğin korkusu
Bitsin sessizliğin korkusu
Nerde kaldı dikişçi küçük kız
Nerde uçuşuyor kısa etekleri

Kara bir karga gibi bu gece
Kara bir karga gibi bu gece
Nerelere gideyim nerelere
Seni bulmak için sabahtan önce

Kara bir karga gibi gece.


Lajos Kassak
Çeviren: Adalet Cimcoz

17 Şubat 2014 Pazartesi

Bir Çember İçinde

İşte yetmiş iki yaşındayım
Yazgısını düşünün ki bir taşra delikanlısının
Silkinip şöyle bir, çıkmıştı dünyaya.
Görünen ve görünmeyen olguların
Bulmak ve kavramak için uyumunu.
Çünkü her şey bir tuhaf geliyordu ona.

Yürüyerek, yaylıda, trende ya da
Gidiyordum amaca doğru.
Bilmiyordum kendim de
Onun ne olduğunu.
Karşıma çıkan her şeyi
Yığıyordum omzumdaki torbaya:
Göğü ve toprağı, hışırtısını rüzgarın
Şiir dizelerini, açlıktan bayılmaları,
Bakışlarındaki parıltıyı sevdiğim kadınların.

Ve işte yetmiş iki yaşındayım.
Nasıldıysam öyleyim şimdi de.
Hiç bir şey doyundurmuyor beni
Her şey bir tuhaf yine.
Demek bitmemiş daha göreceklerim
Fakat sıçramıyorum artık şuraya buraya
Bir karış dışarda dilim.
Oturmuşum kapalı pencerenin arkasına
Biraz yorgun hissediyorum kendimi;
Ve sigara içerek üst üste
Bir kız anımsıyorum çocukluğumdan
Yabani erik ağacının altına oturmuş
Mavi çiçekler işleyen
Beyaz ketenden masa örtüsüne.


Lajos Kassak
Çeviren: Ataol Behramoğlu

15 Şubat 2014 Cumartesi

İlkbaharda Haykırış

Bir çift söz konuşabileceğim kim var, kime vereyim yarısını ekmeğimin?
Kiminle paylaşayım sadık sazımı
Yıllardır pekiştirdiğim, bilediğim?
Acı var bu sözlerde, acı ve kaygılı bir sancı
Ve onlara karşılık verecek bir kardeşe rastlamadım daha
Yalın ve bilgece sözcüklerle.

Çarpışmadayız, savaştayız, dinliyorum çevremi - yazık!
Ölüler görüyorum her yanda, vadilerde, yamaçlarında tepelerin.
Aydınlık bir bakış, bir sevinç çığlığı bilinmiyor burada

Bir akşamüstü, açıldım sandalla, ağımı atmak için;
Balık avlıyordum - cesetler çıkardım sudan:
Genç bir kız, rahminde doğmamış çocuğuyla ve bir delikanlı
Yüreğinde bir mutfak bıçağı paslanan.
İşte onlar, yeni kuşak, diye düşündüm ve ısıtmayı denedim onları kollarımda
Fakat sessizce uyuyorlardı, bulutsuz, yıldızlı göğün altında.

Zaman aşağıladı bizi, yer kaydı ayaklarımızın altından
Fakat, haykırıyorum: eğer yoksa sazımızla çalacak bir şey
yukarı kaldıralım kaslarla kaplı kollarımızı, bir adalet aracı gibi!
Yaşamımız adına! Acı çeken kardeşlerimizin yaşamları adına!

Kırbaçlananların kemikleri çelikten olmalıdır
canlı canlı gömülenler dirilmelidir, ölüler içinden hatta.
Kardeşler, diplerden yüze doğru yükselmenin zamanıdır
madenlerin derinliklerinden, kapanmış fabrikaların yıkıntılarından.

Ekmeğimizin taş gibi kaskatı ve gecelerimizin uykusuz olduğu
bu acı günlerde artık kendi kendimize hizmet etmenin zamanıdır.


Lajos Kassak
Çeviren: Ataol Behramoğlu