Şiir, Sadece: Vitezslav Nezval
Vitezslav Nezval etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vitezslav Nezval etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Haziran 2012 Pazartesi

P. L. M. (Marsilya Treni)

Yorgun bir trende gördüm Marsilya'lı denizcileri
İlk defa bavullar fileler torbalar arasında
Balkı sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Kafa tutmakta birinci bahriye cakası bütün
Besbelli kolu sırmalı kaptan olacaklar
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Limana dönüyor bunlar gemilerine kışlalarına
Çakılıp selâm durmağa önünde afili kaptanların
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Kimisi şarkı söyler uykusunda kimi dünyayı iplemez
Gördüğüm korsan tayfası mı deniz eşkiyası mı
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Ortalığı dumana vermişler ki bir ağır tütün
Gözgözü görmez olmuş sağnak mı hortum mu
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Tepeden tırnağa dövmeli yaşlısı genci
Bunlar mı onları korur uzun yollarını açar
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Karaya oturmak var mı denizci güçlü olacak
Yüreklilik konusunda en baskını en utangaç
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Ozan olmasaydım şaşmaz denizci olurdum
Sözcüklerle boğuşmak yerine göğüs verirdim dalgalara
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Gemide isyan mı çıktı ilk ateş eden benim
Yakışıklı kaptanımın gözünü çıkaran
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

Bu onuncu dörtlüğüm içiniz rahatlasın diye
365 inci karımdan yarın boşanacağım
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar

İşte onbirinci dörtlük Alın bu da cabası
Gemiciler aydınlık gelecekler grevlerinize bağlı
Balık sırtı mavi sakal Az bi'şey ürktüm
Denizin eli kulağında Kokusunu taşıyorlar
 
Vitezslav Nezval 

O Gün Gelince

O gün bir gelsin bak, bize artık aç kalmak yok.
Geçeceğiz vitrinlerin, sergilerin önünden, küçülmeden.

Portakalları yığacağım önüne senin, tepeleme,
şarapları yığacağım, etli börekleri, salamları.

Elden geçireceğiz hepsini bir bir, unutalım diye
senin çektiğin acıları, benim gördüğüm işkenceleri.

Sevgili işçi kadın, şapka yapan makine,
artık bu elbiseler kaça diye sorma.

Kumaşı dokudun, elbiseyi diktin ya, giyinmek de hakkın.
Artık kunduracı da yürümeyecek yalnayak karda.

İpekli gömlekler uçuracak bizi rüzgârda kuş gibi.
Lâfta kalacak sanma, taş çatlasa bunlar olacak.

Bir kurtulalım hele tüm asalaklardan,
nasıl seveceğiz birbirimizi, şiirler okuya okuya!

Çekip gidince soyguncular, bir başka dünya kuracağız.
Yaşamak neymiş, yaşamak, sen o zaman gör bak!
 
Vitezslav Nezval 

Kuleler Kenti

Yüz kulesi var Prag'ın
Bütün azizlerin parmaklarından
Yalan yeminlerin parmaklarından
Ateşin ve dolunun parmaklarından
Bir çalgıcının parmaklarından
Sırtüstü yatan kadınların sarhoş eden parmaklarından
Gecenin hesap tahtasında
Yıldızlara dokunan parmaklardan
Akşamın fışkırdığı parmaklardan
Sıkıca kenetlenmiş parmaklardan
Tırnaksız parmaklardan
Bebeklerin parmaklarından çimenlerin
Keskin ağızlı parmaklarından
Mayısta bir mezarın parmaklarından
Dilenci kadınların ve bütün işçi sınıfının parmaklarından
Gökgürültüsünün ve şimşeğin parmaklarından
Güz çiğdemlerinin parmaklarından
Kale'nin ve arp çalan yaşlı kadınların parmaklarından
Altın parmaklardan
Karatavuğun ve fırtınanın ıslık çalan parmaklarından
Limanların ve dans derlerinin parmaklarından
Bir mumyanın parmaklarından
Herculaneum'un son günlerinin ve batan Atlantis'in parmaklarından
Kuşkonmazın parmaklarından
Yüz dört derece sıcak parmaklardan
Donmuş ormanların parmaklarından
Eldivensiz parmaklardan
Bir arının konduğu parmaklardan
Karaçamların parmaklarından
Gecenin orkestrasında bir flütü aldatan parmaklardan
Hilebazların ve iğnedenliklerin parmaklarından
Romatizmanın çarpıttığı parmaklardan
Çileklerin parmaklarından
Yeldeğirmenlerinin ve açan bir leylağın parmaklarından
Dağ pınarlarının parmaklarından bambu parmaklardan
Yoncaların ve eski manastırların parmaklarından
Terzi tebeşiri parmaklardan
Guguk kuşunun ve yılbaşı ağacının parmaklarından
Medyumların parmaklarından
Tembih eden parmaklardan
Uçan bir kuşun fırçaladığı parmaklardan
Kilise çanlarının ve eski güvercinliğin parmaklarından
Engizisyon'un parmaklarından
Rüzgârı anlatmak için ıslatılmış parmaklardan
Mezar kazıcıların parmaklarından
Hırsızların parmaklarından
Geleceği söyleyen Okarina çalan ellerdeki yüzüklerin parmaklarından
Baca temizleyicilerin ve St.Loretto'nun parmaklarından
Rododendroların ve tavuskuşunun başındaki su fıskiyesinin parmaklarından
Günahkâr kadınların parmaklarından
Olgunlaşan arpanın güneş yanığı parmaklarından
Petrin Gözetleme Kulesi'nin parmaklarından
Mercan sabahların parmaklarından
Yukarıyı gösteren parmaklardan
Akşam karanlığının eldiveni üstündeki Tyn Kilisesi'nin ve
yağmurun kesik parmaklarından
Saygısızlık edilen Kutsal Ekmeğin parmaklarından
Esinin parmaklarından
Uzun eklemsiz parmaklardan
Bu şiiri yazdığım parmaklardan
 
Vitezslav Nezval 

Aşık Kadınlar

Coşkunuzdan bir gökkuşağı yapılırdı
güzel yavuklular
Biri beni bırakır bir başkası gelir aynı güzellikte
o da bırakır gider

Senin bana bıraktığını başkalarına veririm ben
Voltava
pırıldar Ey sen kıskanç kadın geçer ve şarkı mırıldanırsın
ve çekip gidersin sonra

Üç renkli fiyonga karşılaştırılabilir aşkla
saçlar ağız gözler
Ölür ayak sesleri avlunun yankılanımında
mavi bir gökyüzünü andıran avluda

Ah başkalarının benden istediklerini
veremiyorum sana
Nice geceler boyu aradığım kadın
gelip kapıyı çalsana

Odamda kara bir bayrak dalgalanıyor mağrur
Yüzlerce yeni gökkuşağı ve yeni renkler
solsun
Sen gel baştan çıkarıcı kadın

Sen benim maça kızım Ey benim güzel kadınım
Ey Maria
Dinle piyanomun sesini senin içindir çaldığı
arya

Fiyongada yalnız bir tek kara kurdela kaldı
bir bez parçası işte
Sen de gittin ötekiler gibi tıpkı
Gittiler hepsi de
 
Vitezslav Nezval 

1 Ocak 2011 Cumartesi

Vitezslav Nezval

20. yüzyılın en önemli Çek şairlerinden olan Vitezslav Nezval, 26 Mayıs 1900'de Moravya'nın Biskoupoky köyünde doğdu. 6 Nisan 1958'de, Prag'da yaşamını yitirdi. Prag'da felsefe, hukuk ve edebiyat öğrenimi gören Nezval, Birinci Dünya Savaşı sonrasında "proleter şiir" hareketine katıldı. 1924'te Çekoslovakya Komünist Partisi'ne girdi. Ülkesinin Nazi işgali altında olduğu dönemde yurdunu terk etmedi ve bir süre tutuklu kaldı. 1934'de Birinci Sovyet Yazarları Kongresi'ne, 1935'te Paris'te Uluslararası Yazarlar Kongresi'ne katıldı. 1945'de ülkesinin özgürlüğe kavuşmasından sonra, Kültür Bakanlığı Sinema Sanatları Bölümü'nün başına getirildi. Şairliğinin yanı sıra besteci, çevirmen, fotoğrafçı, gazeteci, ressam, ve romancı olarak da ürünler verdi. 1920'den sonra yoğun bir şiirsel üretim sürecine giren Nezval, bu yıllarda ülkesinde Poetizm (şiircilik) akımının önde gelen isimlerinden biriydi. Bu akım, gerçekliğin, kendiliğinden şiire ve mutluluk duygusuna dönüşebileceğini savunuyordu. Gerçeküstücülüğü benimsemesine ve bu akımı ülkesine taşımasına karşın, gerçekçi şiirler yazıyordu. 1950'li yıllarda Nezval, gerek Avrupalı gerek dünyanın dört bir yanından aydınlarla biraraya geldi.1953'de ulusal sanatçı seçildi. 6 Nisan 1958'de, Prag'da yazmakta olduğu otobiyografisini tamamlayamadan öldü.