Şiir, Sadece: Mağara

24 Nisan 2015 Cuma

Mağara

En uzun ölümü günlerce tatmış,
Son demi yaklaşan bir kurt var indi
Mağaranın ağzını bir taş kapatmış.
Açlıktan ölüyor bir kurt içinde.

Çığ gibi tepeden inen kayanın
Farkı yok gitgide mezar taşından.
Kan sızıyor kana hiç doymayanın
Duvardan duvara vuran başından.

Gözünde karanlık ecelleşirken,
Az daha yaşatmak için canını,
Her gün el kanıyle ziyafet çeken
Koca kurt yalıyor kendi kanını.

At, çoban, postunu omuzlarına,
Koy artık meydana bütün varını:
Ya çıkar, ya çıkmaz o kurt yârına,
Yaylaya zağarsız sal davarını.

Şakıyor mağaranın önünde sesin,
Geç, atlım, belli ki ruhun kanatlı,
Atının nalları taşa değmesin,
O zaman canından olursun, atlı!

Ey çimen gözleri, papatya başı
Bahara benzeyen, yazı andıran!
Bir kımıldatırsan eğer bu taşı,
Andolsun, ölüme gelmiştir sıran,

... Kalbime benzetin çırpınan kurdu,
Kapanan mağarayı göğsüm sayınız:
Bu açlık boğmadan ininde kurdu,
Yolcular, bu taşa dokunmayınız!


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

Hiç yorum yok: