Şiir, Sadece: Kıyının Oğulları

16 Ocak 2014 Perşembe

Kıyının Oğulları

Denizin dışladığı, dövülmüş
Antarktik köpekler,
sustalı bir bıçakla kesilmiş
yerlilerin mağrur boyunlarına
piyasa fiyatını ödeyen toprak ağalarının
ölü kemiklerinin üzerinde
dans ettiği ölü yagane yerlileri.

Antofagasta’dan Changos ve o kuru kıyı,
dışlanmış, okyanusun donmuş biti,
Rapa’nın torunu, yoksul Anga-Roa,
ezilmiş maymunlar, Hotu-İti’den cüzzamlılar,
Galápagoslu köleler, takımadaların
kovalanmış serserileri,
sefil paçavralar arasındaki
o kirli yamalar gösteriyor
kavganın dokusunu,
havayla tuzlanmış deri, o cesur
suskun insan dokusu, kehribar.
Denizin memleketine geldi gemi yükü,
geldi ip, yelken, müessese,
dolduran profiliyle kağıt paralar,
cam kırıkları geldi kumsala,
geldi Vali, muavin,
ve denizin kalbi dikildi,
cep oldu, iyot ve ölüm kavgası.

Satmak için geldiklerinde güzel bir
şafaktı, gömlekler
orada aydınlandı kar gibi teknelerde,
ve göğün oğulları yandı tutuştu:
çiçek ve sevinç ateşi, ay ve devinim.

Denizin biti, ye şimdi gübreyi,
izle çöplüğü, denizcinin
yamalı ayakkabısı, müdürün,
dışkı ve çürümüş balık kokusu.
Şimdiden girmişsiniz içine sadece
ölmek için terk ettiğiniz o dolaşımın.
Denizdeki ölüm değil, suyla ve ayla,
fakat ölüm yazısı yazanın çökmüş
mağaralarında ölüm, çünkü unutursanız
yitmişsiniz demektir.
Daha önce ölümün kendi bölgesi vardı,
ruh dolaşımı, etaplar, istasyonlar,
ve dans ederek yükselirdiniz, gülün
gündelik çiyine dönüşmüş olarak
ya da kılkuyruğun deniz yolculuğu:
bugün ölüsünüz sonsuza kadar: batmışsınız dibe
keşişin kasvetli fermanında,
ve sizler sadece toprağın kurtlarısınız
kuyruğuyla en fazla vurabileceğiniz
cehennemin yazıcı salonları altında.

Gel ve kaynaş denizin üstündeki
sahillerde: biz hoşgörü göstermiyoruz
daha. Balık avlayabilirsiniz
bizim Balık Şirketimiz size
garanti verdiği müddetçe: Gelebilirsiniz
ve sıyırtabilirsiniz kaburgalarınızı rıhtımlarda,
sürükleyebilirsiniz garbanzo bezelyesi dolu çuvalları
ve uyuyabilirsiniz kıyının çöp yığınlarında.
Gerçekte sizler bir tehditsiniz, köpüğün
mirastan yoksun hergeleleri: sizi bekleyen gemiye
binmenize rahibin izin vermesi
çok daha iyiydi,
ve bitle ve diğer şeylerle berabermiş gibi
götürecek sizi hiçbir şeye, tabutsuz, silip süpürülmüş
son dalgalarla ve gemi batışıyla,
yalnızca ödenmeyeceği zaman, ölümde.


Pablo Neruda
"Evrensel Şarkı"nın "Büyük Okyanus"

Hiç yorum yok: