Şiir, Sadece: Davet
Davet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Davet etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Ağustos 2016 Cuma

Davet

I

Sen açabilirsin kapımı
Benden habersiz.
Ve odama
Kendi odan gibi girebilirsin.
İstersen yatağıma
Benim gibi uzan boylu boyunca
İstersen bir cıgara yak tabakamdan.


II

Odamın duvarlarında
Zengin resimler arama.
Beyaz duvarlardaki
Kargacık burgacık resimleri o çizdi.
Ve ben son şiirimi
Odamın buğulu camlarına yazdım.


III

Kitaplarım şeker sandığında
Kendi kitapların gibi aç
Yolculuk canını sıkarsa eğer
İster götür onları beraberinde.
Bana yalnız
Yatağımın altındaki
Şiir kitabını bırak.


Rüştü Onur

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Davet

Boş ver diyordu uykumda ölüler, 
Boş ver kardeşim dünya işlerine, 
Değer mi sevincine, kederine; 
Hatırladıkça güldüğümüz şeyler.

Duymak istemez misin daha derin 
Gül bahçesinde bülbül sesini; 
Ebedî kılmak vuslat, gecesini; 
Saymak saçlarını tel tel o yârin.

Gel diyordu uykumda ölüler 
Ne hayâl ettinse kavuşmak mümkün.
Suyun, ateşin ötesinde sütün 
Bir şey var ki, hayattan daha güzel!


Cahit Sıtkı Tarancı
Otuz Beş Yaş

17 Nisan 2015 Cuma

Davet

Seni ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık;
Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!

Çalmamış bir gece mademki felekten gönlüm,
Gelecek, bâri elinden dilerim gelsin ölüm.
Toprağın rengi kanımdan kızarırken, yer yer,
Uzanıp, sap sarı, son busemi koymazsam eğer
O benim kalbimi göğsümden ayırmış çeliğe,
Gezsin ismim yedi kat gökte bugün kahbe diye.
Beni kahretmeden âlemde o bigâne duruş
Bana sal yalvarırım pençeni, ey yırtıcı kuş!

İşte ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık;
Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları

23 Aralık 2014 Salı

Davet

Süslü günlerin mahvettiği
O eski tuhaf aşk öykülerinin çimenlerine düşmüş
Hoş yarı doğruların şebnemiyle
Ve bal sözcüklerle ve çiçek öpüşlerle
Sana kur yapmak için eğilemem.
Uzaklardan duyulan çanlar misali titrek
Fısıltılar içinde tapınarak
Mırıltılı alacakaranlıkta
Ayaklarına da kapanamam.
Tüm bu şeyleri bilirdim vaktiyle
Ve yapardım
O şen gençliğimde de değil, üstelik geçen yıl.
Ve geçip gitti
Rüzgârın gölgesi misali.
Hayır, sana böyle kur yapamam;
Fakat bütün hakikatin merkezine
Yukarılara doğru süpürüldüğümden
Beraberimde götürmek zorundayım seni
Şu kuşatan muazzam ateşe esrime içinde,
"Peşimden gel! Peşimden gel!"
Diye çağırarak ateşin ortasından her daim,
Ve kavuşmamızın haşmetinde
Yeniden doğacaktır kudret.
Ve birlikteyken bu kudretin merkezinde
Birbirimize dayanarak
Seslenmek zorundayız sonsuzca:
"Gelirim, biraz daha öteye git sen".
Ve yeniden, "Peşimden gel",
Çünkü oyalanmamalıyız.


Ezra Pound

4 Nisan 2009 Cumartesi

Davet

Gün doğar. Sohbetimiz yalnız ölümdür adada
Gün batar. Uykuda rü'yâmız ölümdür yalnız
Dersiniz, böyle cehennem mi olur dünyâda?
Çok değil, bir gecelik bizde misafir kaimiz!

Bir bağrı yanık tekneden Allah'ı gören Nûh,
Dünyâ gamı tufan kesilip gelse, baş eğmez.
Destanlara destan katan efsunlu silâhlar,
Mazluma nişan aldı mı, bir mısraa değmez.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları