Şiir, Sadece: Ses
Ses etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ses etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Mayıs 2017 Çarşamba

Ses

Küçücük bir oğlanken ben
Bir ses çınlamaya başladı içimde

Az biraz boyattığımda
Ses de yükseldi göğsümde

Şimdi her yanım o sesle kaplı
Göğsüm altında eziliyor

Hayatımdır o, canımdır
Dünya ona dar geliyor


Yuhan Liiv
Çeviren: Uldis Berzinç - Ataol Behramoğlu

10 Şubat 2017 Cuma

Ses

Kopan çığlar altında kalanlar olduğu
Oysa görülüyordu.

Bir kadının ileride
Bir şeyler hıçkırdığı;
Bir erkeğin, birine,
Görünmeyen birine bir şeyler seslendiği
Oysa görülüyordu.

Ama duyulmuyordu. -Ses!
Sanki ses olmayınca hiçbiri olmuyordu.


Behçet Necatigil
Yaz Dönemi

20 Haziran 2016 Pazartesi

Ses


Yarap ne müsavatı ne hürriyeti ver

Hatta ne o yoldan gelecek şöhreti ver

Hep neşve veren aşkı terennüm dilerim

Yarap bana bir ses yaratan kudreti ver


Yahya Kemal Beyatlı
Rubailer

4 Mayıs 2016 Çarşamba

Ses

Seni sonsuz biçimde buldum o biçimi almıştın
Sandviçlerle, kötü şehirle, terle başbaşa kalmıştın
Yürüdü üstüne herkesin neonu, herkesin babaannesi
Herkesin en eski olan kökü, en eski hanesi
Yeşili bozup suya çevirdin, akşamı sonsuz uzattın
Ne buldunsa o akşama uygun, ne buldunsa ona kattın
Sen bir atmacanın en uzun çığlığısın, her türlü gökte
Göğü büyüttün, otobüsleri aldın, şehirleri ufalttın
Seversin diye söylerim her şeyi, sana uygun olsun
Çünkü her şeyin birbirine uygununu sen bulursun
Gel ellerini ver en güzel ellerini öyle
Ruhum, ateş yüreğim, kokum birlikte öyle...


Turgut Uyar
Divan

1 Ocak 2016 Cuma

Ses

En çok kütüphaneye yaslanırdı beşiğim,
Acınacak Babil, ki roman, hikâye, bilim,
Her şey, Latin külü ve Yunan tozu orda var.
Boyum yüksek o zaman kitap forması kadar.
İki ses konuşurdu. Biri, kurnaz, kararlı,
Derdi ki: “Bu Dünya bir çörek, tatlı mı tatlı;
Güçlüyüm (ve sınırsız olur o zaman zevkin!)
Sana o kadar büyük bir iştah vermek için.”
Öbürü: “Gel! haydi! gel, düşlerde yolculuğa,
Mümkünün ötesine, bilinmeyen diyara!”
Ve şakırdı kumsalın haşin rüzgârı gibi,
Uğuldayan hayalet, kimsenin bilmediği,
Kulakları okşayan, sarsan aynı zamanda,
Cevap vermiştim sana : “Evet, hoş ses!” O anda
Oluşuverdi, yazık! bu benim yaram denen
Ve bir de kara yazgım. Dekoru ardındayken
Sınırsız varoluşun, uçurumun dibinde,
Açık seçik görürüm o garip dünyaları,
Bendeniz önseziyle esriyip duran kurban,
Sürürüm yılanları, kunduramı ısıran.

İşte o andan beri, ki peygamberler gibi,
Yürekten seviyorum ben çölü ve denizi;
Bayramlarda ağlıyor, yaslarda gülüyorum,
Ve en acı şarapta nefis tat buluyorum;
Yaşanmış olay için yalan derim çok kere,
Düşerim çukurlara, bakıyorken göklere.
Bir ses avutur ve der : “Düşlerine sahip çık;
Delideki güzel düş, akıllıda yok artık!”


Charles Baudelaire
Kötülük Çiçekleri

3 Aralık 2014 Çarşamba

Ses

Çeneni avuçlarının içine alıp,
duvara dalıp
kalma!.
Çeneni avuçlarının içine alma!.
Kalk!
Pencereye gel!
Bak!
Dışarda gece bir cenup denizi gibi güzel,
çarpıyor pencerene dalgaları..
Gel!
Dinle havaları:
havalar seslerin yoludur,
havalar seslerle doludur:
toprağın, suyun, yıldızların
ve bizim seslerimizle...
Pencereye gel!
Havaları dinle bir:
Sesimiz yanındadır,
sesimiz seninledir...


Nazım Hikmet
1933

23 Aralık 2013 Pazartesi

Ses

Ezgi neyse müzik için renk neyse bir tabloda
Özgür, bezeli, aydınlık ses de böyledir şiirde.
Çağlar boyu tıpkı topraklar ve sular gibi
Saklar savaşın silahlarını barış zamanında.

İnince geçilmez gene ak ardıç kuşu üzerine
Buz zırhları çatırdarken kayın ağaçlarında
Ey yabancı, bu bunca kederli manzarada
İn düzyazı ovalarına benim mısralarımdan.

Nedir anladığın buz tutmuş dağ sularından?
Anlayabilir misin, titrerler mi akarlar mı?
Çitin arkasında sürüden kaçan dişi kurt
Besler ikizleri, yaratmak için tekrar Roma'yı-

O günü göremeyeceğim ben, kış donduracak,
Dondurur yüreği sıkıntı, keder ve acılar,
Ama kendi gözlerimle görmek isterdim
İnsanların özgür sesi duyacakları günü mutlaka.


Pawel Hertz
Çeviren: Özdemir İnce